Yolda yürüdüğüm zamandan yaptığım yanlışların üstüne bunun fark ettiğim zamanların aslında yürüdüğüm zamandan değil de mütemadiyen düştüğüm zamanlardan olduğunu anlıyorum şimdilerde. Yürüyorum, koşuyorum veya düşüyorum. Bir şekilde ilerliyorum ama en çok koşarken değil de düşerken yol kat ettiğimi anlamam çok zorlaşıyor. Bilincim bana oyun oynuyor bazı zamanlarda. Konuyla ilintili düşüncelerimi bir kenarda bekletiyor ve sanki ilk defa duymuşum gibi tekrar düşündürüyor. Korkunç tarafı ise eski düşüncelerimin şimdikilerle çelişkili konuma gelmesi. Farklı kutuplara çekiliyor, fark etmiyormuş gibi bir doğruyu bulmaya çalışıyorum. Doğrunun olmadığının pek ala bilincindeyim ama bir insanın kendi içinde bir doğru kavramı olmalı değil mi? Bir iyi ölçerinin yanında doğru ölçeri de beraberinde benim yolumda yürümeli. Sezar hatırlattı bugün. Kalıplara gerek olmadığını söylemişim, üstüne bir sürü onu kabul ettiğimi tasdikleyen sözler söylediğime de eminim. Anımsıyorum ama hatırlamanın yanından geçmiyor bu. Hafıza hücrelerimin vücudumda dahi işlevini yitirdiğini ve olası bir hastalıkta uğrayacağım saldırının boyutunu kestiremiyorum. Tamamen savunmasız biçimde yürümeye devam ediyorum. Dışarıdan gelecek her fikre açık ve benimsenmeye da yatkın. Küçük bir çocuktan farkım kalmadı. Sebebini çözemiyorum ama sağlıklı değilim. Kavuştuğumda ilk işim bu karmaşanın iplerini kesmek olacak.

jun 4 2023 ∞
jun 8 2023 +