24 ocak,

dokuzuncu yaşın için sana bir şiir bırakacağım. burada şiirler istediğim şekilde durmuyor, düz yazı gibi ancak anlayacağını düşünüyorum.

Bakışın senin: çatılara yuva yapmış kırlangıç hızı Ağustos denizinin çırpınışı, bahçeye inen çocuk Bir romanın ilk cümlesi oluyor alnına düşen saç Ulusal müzeye kabul edilmeyen aykırılıksın sanki

Bakışın senin: kavakların rüzgârla kıpırdanışı Bir kamaşmayla ürperişi zeytin ağaçlarının Tam orada dur şimdi, gözbebeklerinin hayret Nidâsıyla harelenmesine tanık olsun zaman

Zaman kelimeler gibi sekiyor bakışında senin

Tanelenen buğday başakları ve güz ve şiir Galiba bakışında kuruyorlar çadırlarını Hadi çekil artık bu tablodan rengin soluyor Su değirmenleri çağına dönüyor hayatımız

Pencereme konmuş ürkek serçe, soğuk Kış günlerinde bahçeyi ısıtan gül fidanı Gecikmiş bir mektubun üstündeki puldan Sen miydin gölgelenen, o eski aşklar mı

Küllerin altındaki közdü bakışın senin

Unut ve öyle gel mi diyor bakışın senin Hatırla atlas yatağındaki derin uykuyu Şüphe ve sır, huzursuzluk ve endişe ve tam Aklıma gelmişken dilimde acılaşan soru

Ödünç hüzünler kadar alıngan bir kuyudan Çıkrık sesini al, suya değebilir mi şavkın Gölgesiz kalınca hayat da karıncalanıyor Susunca konuşan mevsim mi demeliyim

Şikayetsizdir ve füsunkardır bakışın senin

- Ahmet Telli

jan 24 2025 ∞
jan 24 2025 +