7 ocak,

bir keresinde eğer aramızda bir şeyler olsaydı nasıl seveceğini sormuştum. cevabını benim vermemi istememiştin, sevilmenin bile tuhaf geldiğini düşündüğünden. bana kalmasını istemediğinden henüz o ufak hoşlantım kaybolmadan evvel yazmak istiyorum.

eğer işler farklı olsaydı eminim ikimizde güzel vakit geçirirdik. işe gitmeden çok daha önce kalkar, arada sırada seni uyandırmadan öylece uyuyor olmanın keyfini çıkartırdım. beraber maçlara giderdik, evde senin için ayriyeten Fenerbahçe köşesi yapardık. nadiren de olsa kahvaltı etseydik patates kızartırdım. balkona çıkardık sık sık, kahve ve sigara eşlik ederdi. kitap okurken bacaklarımı kucağına koyardım, sevdiğim kısımlar olursa muhtemelen duyman için mırıldanırdım. ikimizin de içinde kaybolduğu çocukça şeylerle uğraşırdık, ne de olsa bize kimse sunmamış. daraldığın her an şehirden uzaklaşırdık. bir kez olsun bazı şeyleri tek başına halletmek zorunda kalmazdın, yanı başında olurdum. kahkaha atardık, attırabileceğimi biliyorum. bildiğim ne varsa sana öğretirdim, senden de kapardım bir şeyleri. en basiti beceremediğim halde bilardo oynardım seninle. siyah atkı örerdim, belki takmayı sevmezsin ama yumuşacık olurdu. ya da sevdiğin takımın renginde. yastık savaşı da fena olmazdı, o kadar da yaşlanmadık. her şey toz pembe olmak zorunda değildir, yahut her şeyin içinde bir aşk. günü gelir mutsuz olurduk ama her geminin döndüğü bir liman vardır. yorulmadan dinlenirdik, yeter ki sessizlik içinde sesimiz duyulsun. ne senin kendinden vazgeçmeni beklerdim, ne de benim için bir şeyleri kaybetmeni.

günü gelecek, saçma gelen sözlerimin aslında hak ettiğin bir parça sevgi olduğunu hissedeceksin. bunları yazma sebebim sanırım unutmanı istemiyor oluşum. dilerim ki böyle sevilir, çokça gülümsersin. ikimiz de hak ettiğin şeyin bu olduğunu biliyoruz.

jan 7 2025 ∞
jan 7 2025 +