• Buna inanıp rahatlamak istiyorum ancak görünüşe göre yaşlandıkça, yanlış olduğunu bilsem de dünyevi arzularımın ortaya çıkışı inancımı zayıflatıyor.
  • Bir samuray için güven önemlidir. Eline alıp görmedikçe inanamıyorsan, işte bu, acınılması gereken bir ruhun işaretidir. Eğer yüreğine güvenmiyorsan, bu dünyada ne tür bir gerçeklik bulabilirsin? Gerçekten de kişi görebilir ama inanmayabilir. Bu hiç görmemekle aynı şey değil mi? Öyleyse her şey sahte bir rüya, öyle mi? Gerçekliğin onayı güvenden gelir ve güven kişinin kalbindeki sevgiden kaynaklanır. Kalbinizin derinliklerinde sevginin ve güvenin zerresi bile yok.
  • Gerçekler o kadar boğucudur ki biraz olsun rahatlayabilmek için yalan söylersin ancak bir bakmışsın ki içki gibi git gide dozunu artırmaya başlamışsın. Yavaş yavaş güçlü yalanlar kusuyor ve sıkı çalışmayla sonunda bu yalanlarda gerçekliğin ışığını yakıyorsun. Görünüşe göre bu durum sadece benim için geçerli değildi İnsanların tüm yalanları gerçekti.
  • Yalansız bir hayat. Bu cümle zaten bir yalandı. Güzel şeylere güzel, kötü şeylere kötü denir. Bu da bir yalandı. Her şeyden önce güzeli güzel diye çağıran kalbin yalanı olamaz mıydı? Saburou her gece gözünü kırpmadan bu ahlaksızca, şu alçakça diyerek acı çekiyordu. Sonunda bir tutum keşfetti. Bir umursamaz gibi, gönülsüz ve gayesiz yaşayacaktı. Rüzgâr gibi. Günlük eylemlerinin hepsini takvime bıraktı. Takvimin tahminlerine göre yaşıyordu. En büyük eğlencesi her gece gördüğü rüyalardı. Rüyasında yemyeşil çimlerin olduğu bir manzarada, kalbini pır pır ettiren genç kızlar da vardı.
  • Yüce manevi bir bağ ve aynı yola baş koymak desek bile, iki taraf birbirinden nefret ederse şayet,her şey dağılır. Hiçbir şey başarıya ulaşamaz. "Maneviyat" ve "kader" gibi kibirli kelimeler aşk olmadan gerçek bir anlama sahip değildir ve aslında sadece âşıkların duygularını düzene sokmak ya da tutkulu davranışlarına bahane bulmak için kullanılırlar.
  • Rapunzel sadece insanlar tarafından sevilmeyi düşünüyordu. İnsanlar tarafından sevilecek niteliklere sahip olup da gururlanabildiği sürece, yaşamak için bir sebebi vardı ve dünya eğlenceliydi. Bu normal bir durum fakat artık insanlar tarafından sevilecek nitelikleri olmadığının açıkça farkına varsa da insan yaşamaya devam etmek zorundadır. İnsanlar tarafından "sevilecek nitelikleri" olmasa bile insanları "sevecek nitelikleri" sonsuza kadar geride kalacaktır. İnsanın gerçek alçakgönüllüğünün, sevmenin neşesini bilmek olduğuna inanıyorum. Sadece sevilmenin zevkini arzulamanın vahşi ve cahilce bir davranış olduğunu düşünüyorum.
  • ...insanlar tarafından sevilemeyen ancak en azından bir kenardan gizlice insanları seven, kimsenin bilmesine gerek duymadan sevmekten daha büyük neşe olmadığını düşünen, dürüstçe pes eden kadın gerçekten Tanrı'nın sevgili çocuğudur. Bu kişiyi kimse sevmese bile Tanrı'nın yüce sevgisiyle kuşatılır. Ne kutlu ona.
  • Poincaré, yalnızca gerçeğin sevilmesi gerektiğini söyler. Doğru, Gerçeği özlü ve doğrudan kavrayabiliyorsa insan, bu yeterli. Bundan daha iyisi olmamıştır.
may 16 2023 ∞
apr 11 2024 +