"Ne yapsam, ne desem yarım kalacakmışım gibi hissettiriyor." Evet. Söylediklerime karşı bir yanıt. Öznenin sahibi ben. Ben hissettiriyorum. Ben tamamlayamıyorum, ben güvenilmezim ve benim sözlerimin değeri yitik. Tırnağı en diplerinden kesmek değil, acısını fark edememek bir süre. Küçük yatakta boğazdaki yumrunun ağladığı bir gece bu. Yetersizlik değilmiş. İnanamadığımdan değil bu duyulan geçmiş, onun sözüne birebir inandığımdan. Beklemediğim meseleler, uykulu anlamsız sözcükleri büyüyünce vardım farkına, problem hep bendeymiş sanki. Hep benim tutarsızlığım güvensizlik, yitik düşüncelerim yetersizlik olmuş. Anlamıyorum değil, anlatamıyorum. Anlatamıyorken anlamıyor konumuna düşüyorum sonra. Uyutmuyor sonra. Uykuluyken geldi ne geldiyse, uyutur mu hiç? Bilmiyorum, bilemiyorum sonunu. Hep bende ama yitireceğim onu, diyorum bazen. Göğsüm daralıyor, yumrular çoğalıyor, yayılıyor bilinçsizce. Üzülüyorum, ağlıyorum, özlüyorum ama yorulmuyorum. Ama benden kopmuş gibi oladursun, ölecekmiş gibi hissediyorum. Ben onu çok seviyorum. Sevgim girince araya yalnızca ben ağlıyorum. Onu kaybetmeyi istemiyorum ama konuştukça elimde kalıyor, sonuçtan uzaklaşıyor gittiğimiz yol. Çok üzüldüm, çabalayacağım ama çok üzüldüm. Ağlıyorum da, geçmiyor. Biz kötüyken her şey mahvolacakmış gibi hissediyorum, altüst olacakmış gibi. En çok da burada hissediyorum yetersizliği. "Ben," diyorum, "Acaba doğru kişi olamayabilir miyim onun için? Doğru kişi olmasam bile geçiremez miyiz bütün hayatımızı birlikte?" Biliyorum, olmaz. Kötü hisler büyür, vazgeçer benden, ümidi de yitik olur. Sevgim de yetmez. Yine de diliyorum bugün; biraz daha gireyim kalbine, biraz daha onu sevdiğimi hissettireyim ve onu kimsenin anlamadığı gibi ben anlayayım. K'nin dileği.

apr 10 2024 ∞
apr 10 2024 +